Bireyde
sanatsal yaratıcılığı nasıl geliştiririz?
San’a
göre; “Yaratıcılık her bireyde var olan ve insan yaşamının her bölümünde
bulunabilen bir yeti, günlük yaşamdan bilimsel çalışmalara dek uzanan geniş bir
alanı içine alan süreçler bütünü, bir tutum ve davranış biçimidir.”
Özden’in
aktarımıyla; Torrance, yaratıcılığı şöyle tanımlar:“Sorunlara, aksaklıklara,
bilgi eksikliklerine, kayıp ögelere, uyumsuzluğa karşı duyarlı olmak, güçlüğü
tanımlamak, güçlüğe çözüm aramak ve kestirimde bulunmak.”
Yaratıcılık
bir süreç olduğundan eğitimle geliştirilebilir. Öğrenci çalışmaları
izlenilmelidir ve yaratıcılık süreci buna bağlı olarak geliştirilmelidir.
Önemli olan bireylere, durumlara, düşüncelere, kurallara, tutum ve
davranışlara, farklı bakmak ve değiştirmek istemektir.
Yaratıcılık
detayın görülmesi ve birleştirilmesidir. Böylelikle eğitim sürecinde
yaratıcılık hayati bir önem taşımaktadır.
‘F. Çizek
(1920), gerçek yaratıcılık için çocukların özgür kılınmalarının önemli
olduğunu, onların yetişkinlerin etkisinden uzak tutulmaları gerektiğine
inanmıştır. S. Freud (1920-1930) ise,
yetişkinlerin sanatla uğraşan çocuklara karışmalarının daha sonra telafi
edilemeyecek rahatsızlıklara ve çocukta bir çeşit duygusal komplekse neden
olabileceğini savunmuştur.’
Sanat
eğitimi de diğer alanlar gibi günümüz şartları ile paralel olmalıdır. Eski
tekniklerle öğretilen sanat eğitimi yaratıcılığı olumsuz yönde etkiler. Çünkü
eskiden öğretmen merkezli, sorgulamaya ve öğrenmeye kapalı sadece ezbere ve tam
bilgilere yer verilirdi. günümüzde iste öğrencinin kendi kendini eleştirmesi, bir
durumu araştırması söz konusudur. İşte böyle böyle çocuk kendi yaratıcılığının
farkına varıp kendini geliştirmeye başlar.
Öğrenci
kitap okumalı, diğer insanların tecrübelerinden yararlanarak başka birilerinin bakış açısını anlaya
çalışmalıdır. Kitap okumanın yanı sıra müze, sergi, galeri gezmek çocukta büyük
bir algı yaratmaktadır. Bu algı oldukça olumlu etkiler öğrenciyi. O da gördüğü
sanat eserlerinden etkilenerek ilham alır. Böylelikle kendisi de bu ölçüde
gördüklerinden de yardım alarak yeni bir şey yaratmada oldukça başarılı olur.
Sinema,
tiyatro ve gösterilere gitmek yaratıcılığı etkiler. Çocuklar bu etkinliklerde
farklı tip ve karakterlerle karşılaşırlar. Bu tip ve karakterleri daha önce hiç
görmemiş olan çocuklar karşılaştığı yeni durumu hemen kendilerine
yönlendirirler. Ve bu bilgiyi ileride kullanırlar.
Sanat
eğitimiyle ilgili öğrencilere sanat öğretiminde kullanılan uygulamalar, yöntem
ve teknikler, işleniş ve örnek çalışmalar yaptırılmalıdır. Bunlar kısaca
çizgisel çalışmalar, desen, imgesel tasarım çalışmaları ve perspektif, renkli
çalışmalar, dokusal çalışmalar, portre, grafik çalışmalarıdır.
Yaratıcılığı etkileyen faktörler:
Rıza’nın, Coon’dan aktarımıyla
(1983) yaratıcılığı engelleyen faktörler şunlardır:
a) Duygusal engeller:Utangaçlık,
aptal yerine koyulma korkusu, yanlış yapma korkusu, belirsizliklere karşı
hoşgörü yetersizliği ve aşırı öz eleştiri bu gruba girer.
b) Kültürel engeller:Toplumsal
değerler bir kültürden diğerine değişmektedir. Bazıları yaratıcılığı
desteklediği gibi bazıları da engellemektedir. Hayal etmenin boşa harcanan
zaman olarak kabul edilmesi, çok oyunun sadece çocuklar için olduğunun düşünülmesi,
... kültürel engellere örnek olabilir.
c) Öğrenilen engeller:Eşyaların
kullanımı (fonksiyonel kalıplaşma), anlamların verilmesi, ihtimallerin
beklenilmesi ve kutsallaşmış tabularla ilgili gelenek engellerini
kapsamaktadır.
d) Algılama engelleri:Adetler,
problemlerin önemli olan ögelerini tanımada başarısızlığa yol açabilir. Bunlara
aşağıdaki engel de eklenebilir.
e) Yüklü program
engelleri:Kalıplaşmış konular yığını olan ve belli süre içinde tamamlanılması
gereken eğitim programları da yaratıcılığa engel olabilmektedir...


Hiç yorum yok:
Yorum Gönder